Çocukluğu


İmparatorluğun Son Demlerinde Filibe
Balkanların önemli şehirleri arasında bulunan Filibe (Plovdiv), XIX. yüzyılın ikinci yarısında bölgenin en mamur yerleşim yerlerinden biri olmuştur. Bulgar, Rum, Ermeni ve Yahudiler gibi farklı etnik unsurları bir araya getirmesi nedeniyle, Osmanlı şehir mozaiğinin Balkanlardaki son örneklerindendir. Rifâî’nin çocukluk yıllarının Filibe’si, Osmanlı Devleti’nin önemli ticaret, kültür ve mâneviyat merkezlerindendir. Tasavvufî hayat, tekkeler vasıtasıyla sosyal hayatın içindedir. Söz konusu dönem onun düşünce dünyasını şekillendiren unsurlardan bir tanesidir.Filibe’de 1876 yılında baş gösteren Bulgar ayaklanması sonrasında, Anadolu’ya göçler başlamıştır. Ertesi yıl patlak veren Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi), Balkan coğrafyasında giderek artan kaotiklikteki dönemin başlangıcı olacaktır. Devletin yaşadığı dağılış sürecini Ken’ân Rifâî de çocuk yaşlarından itibaren bizzat tecrübe etmiştir.

Dedesi Hacı Hasan Bey
Filibe hanedanından varlıklı ve nüfuzlu bir aileye mensup olan Ken’ân Rifâî’nin dedesi Hacı Hasan Bey, bölgedeki arazi ve çiftlik sahiplerindendir. Bir müddet Alâiye Kaymakamlığı’nda bulunan Hasan Bey’in konağı, iktisadî, içtimai ve idârî bakımdan, muhitin cazibe odaklarındandır. Sâmiha Ayverdi, Hasan Bey’in hânesine, heybe ile altın girdiğini, konağı ziyaret edenlere keseyle altın verildiğini dile getirmektedir.Ken’ân Rifâî’nin, küçük yaşlarında burada şahit olduğu varlık ve cömertlik örnekleri, ilerleyen yıllarda tekke ve konağında sergilediği âlîcenap tavrının tasavvuf geleneğinin yanı sıra mensup olduğu aile göreneğinden beslendiğinin bir göstergesidir.

Babası Abdülhalim Bey
1837 yılında Filibe’de dünyaya gelen Abdülhalim Bey, ilk eğitimini Filibe’de Sıbyan Mektebi’nde almış, husûsî hocalardan Arapça, Farsça, hendese, heyet ve hikmet eğitimi gördükten sonra, dört sene daha resmî eğitimine devam etmek suretiyle tahsilini tamamlamıştır. Abdülhalim Bey memuriyet hayatına, 1856 senesinde Filibe Telgrafhanesi’nde mülâzımlık vazifesiyle başlamıştır. Farklı vilâyetlerde Posta ve Telgraf müdürlükleri vazifelerinde bulunmasının ardından, Hicaz Vilâyeti Telgraf ve Posta Başmüdürlüğü görevi sonrası 1893 yılında, Posta ve Telgraf Nezâreti’nden emekliye ayrılmıştır.Bir dönem Şarkî Rumeli’de Filibe Murahhası olarak Osmanlı Devleti’ni temsil eden Abdülhalim Bey, memuriyetleri sırasında hizmetlerine binâen birçok nişanla taltif edilmiştir. Abdülhalim Bey’in memuriyet hayatı için yazılan genel değerlendirmede, “hakkında bir gün şikâyet gelmediği” şeklinde bir kayıt mevcuttur. 31 Ağustos 1904 tarihinde İstanbul’da vefat etmiş olup, aile büyükleriyle birlikte Karacaahmet Mezarlığı’nda medfundur.

Annesi Hatîce Cenan Hanım
Aşk, iman ve ihlas ehli bir sultan,Ümmü Ken’ân, Hatîce Cenan
Hatîce Cenan Hanım’ın Kafkaslardan Balkanlara yerleşen bir aileden geldiği ve babasının bölgede nüfuz sahibi bir bey olduğu kaydedilir. Aşk, îman ve ihlâs ehlidir. Hatîce Cenan Hanım’ın ahlâkî vasıfları sebebiyle daha yaşarken efsaneleştiğini ve Hak velîleri arasında kabul edildiğini nakleden Araz’a göre, Cenan Hanım mürşidinden aldığı terbiye gereği hayatı boyunca riyâzet üzere yaşamıştır. Kendisi gençliğinde Filibe’de ikamet eden Kādirî-Üveysî meşrepten Edhem Efendi’ye intisâb etmiştir. Edhem Efendi’nin mizaç olarak konuşmayı pek sevmediği; bu suretle Hatîce Cenan Hanım’ın “çok düşünür, az konuşur” şeklinde ifade edilen tavrında, mürşidinin meşrebinin etkili olduğu söylenebilir. 1919 yılında İstanbul’da vefat eden Hatîce Cenan Hanım’ın kabri, İstanbul Merkez Efendi Mezarlığı’nda Ken’ân Rifâî’ye ait olan hazîrede bulunmaktadır.
Ken’ân Rifâî’nin, mânevî terbiyesini ilk olarak annesi Hatîce Cenan Hanım’dan almış olması ve ona olan hürmeti, kendisinin genel anlamda kadın anlayışına da yansımıştır. Rifâî, annesinin isteği üzerine kurduğu tekkeyi yine annesinin mânevî irşadına gösterdiği vefa ile “Ümmü Ken’ân Tekkesi” olarak adlandırmıştır.
