Tasavvuf İlmi

Hicrî III. (IX.) yüzyıldan itibaren kalp, ruh, nefis konularına, bunların çeşitli hâllerine, müridlerin ahlâk ve edeplerine, tasavvufî hâller ve makamların açıklanmasına, evrâd ve duâlara, önemli sûfîlerin görüşlerine, ibadetlerin fıkhî yönünün yanı sıra mânevî ve tasavvufî mânâlarına, Kur’an ve Sünnet’e uygun tasavvuf anlayışına, buna uymayan sapkın tasavvuf zümrelerinin yanlışlarına ve Ehl-i sünnet çizgisine riâyet eden tasavvuf gruplarına yer veren eserler kaleme alınmıştır. Tasavvufî hayat büyük ölçüde bu eserlerin çizdiği çerçevede gelişmiş ve tasavvuf hayatının yanı sıra tasavvuf ilmi de bu eserlerle doğmuştur.

Tasavvuf İlmi
Tasavvuf İlmi

Tasavvuf Literatürü

Tasavvuf alanında yazılmış eserlerin pek çoğu günümüze kadar gelmiştir. İlk dönemlerde eserler çoğunlukla Arapça kaleme alınmış, daha sonra Ebû Saîd-i Ebü’l-Hayr, Hücvîrî, Baba Tâhir-i Uryân, Senâî, Ferîdüddin Attâr, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Şebüsterî, Fahreddîn-i Irâkī, Molla Câmî gibi müelliflerin bir kısım eserlerini Farsça kaleme almalarıyla Farsça da tasavvuf dili hâline gelmiştir. Ahmed Yesevî’nin tasavvufî hayatını ve anlayışını Türkçe ifade etmesi, birçok halîfesinin Türkistan’da bu geleneği sürdürmesiyle birlikte Arapça ve Farsçayla birlikte Türkçe de tasavvuf diline eklenmiş, Anadolu’da başta Yûnus Emre olmak üzere birçok mutasavvıfın şiirleri ve eserleriyle yaygınlaşmıştır.
Tasavvuf İlmi
Tasavvuf İlmi
Tasavvuf kavramları literatürü

Istılâhâtü’s-sûfiyye

Tasavvufun doğuşuyla birlikte Kur’an ve hadiste geçen tövbe, sabır, zikir, şükür, havf, takvâ, mücâhede, ihlâs gibi kavramlar, sûfîler arasında yeni anlamlar kazanarak birer ıstılah (terim) hâline gelmiş, zamanla bunlara yenilerinin eklenmesiyle bir tasavvuf terimleri literatürü ortaya çıkmıştır. Genel olarak “ıstılâhâtü’s-sûfiyye” diye adlandırılan bu literatür türü, sûfîlerin kendilerine has ruhî ve sırrî mânâları birbirlerine anlatmalarına mâtuf olarak ortaya çıkmış, böylece ehil olmayanlar tarafından bazı tasavvufî konuların yanlış anlaşılmasının önüne geçilmesi istenmiştir. Istılahların büyük çoğunluğu Arapça, bir kısmı da Farsçadır. Üçler, yediler, kırklar, dede, baba, ata, el almak, el vermek, erenler gibi Türkçe olanları da vardır.
Tasavvuf İlmi
Tasavvuf İlmi
Biyografi literatürü

Tabakât

Tasavvuf alanında yazılan eserlerin bir kısmı, sûfîlerin faziletlerini ve hikmetli sözlerini bir araya getiren “tabakât” türü eserlerdir. Bu eserlerde tasavvuf ehlinin hayat hikâyeleriyle birlikte yaşadıkları tasavvufî hâl ve makamlara, benimsedikleri yol ve meşrebe de işaret edilmiştir. Günümüze ulaşan ilk tabakât kitapları Muhammed b. Hüseyin es-Sülemî’nin Tabakātü’s-sûfiyye’si ile Ebû Nuaym el-İsfahânî’nin Hilyetü’l-evliyâʾ adlı hacimli eseridir. Sonraki asırlarda bu eserlere yapılan zeyillerin yanı sıra pek çok müstakil eser de kaleme alınmıştır.
Tasavvuf İlmi
Tasavvuf İlmi

Mektûbât

İlk dönemlerden itibaren tasavvuf ehli, irşad ve eğitim amacıyla başta müridleri olmak üzere değişik kimselere mektup yazmak suretiyle bir gelenek oluşturmuş, zamanla bu gelenek “mektûbât” türü eserlerin meydana gelmesini sağlamıştır. Cüneyd-i Bağdâdî’nin er-Resâʾil’i bunun ilk örneklerindendir. Mektup türü tasavvufî eserlerde seyrüsülûk erbâbıyla ilgili birtakım meseleler, başkalarını ilgilendirmediği ve yanlış anlaşılmalara sebebiyet verdiği için genellikle kapalı ve rumuzlu bir dille ifade edilmiştir.

Açık: Perşembe 09.00 – 14.00

Bebek Mah, Nef Bebeköy Sitesi, Bebeköy Sokak, 1J
Beşiktaş, İstanbul 34342

nefkrcenter@nefvakfi.org