Image Alt

Kosova

(Nisan 1893 - Şubat 1896)

Ken’ân Rifâî, Kosova Vilâyeti Eğitim Müdürlüğü görevine 12 Nisan 1893’te başladı. Aynı zamanda eğitim meclisinin de başkanlığını yürüttü. Bölgedeki okullarda Fransızca öğretmeni olarak görev yaptı.

Kosova, Osmanlı İmparatorluğu için stratejik öneme sahip bir bölgeydi ve II. Abdülhamid döneminde, bölgedeki birliği eğitimle sağlama amacı güdülüyordu. Bu nedenle Kosova, özellikle eğitim alanında ciddi yenileşme hareketlerinin uygulandığı bir bölgeydi.

Ken’ân Rifâî için, dönemin eğitim anlayışının en önemli terimi olan “usûl-i cedîde”nin uygulanması ve yaygınlaştırılması konusunda en faal dönem Kosova yılları olmuştur. Osmanlı eğitim sisteminde “usûl-i cedîde,” 19. yüzyılın başlarında ortaya çıkan ve eğitimde modernleşme çabalarını ifade eden bir terimdi. Bu sistem, özellikle askeri ve teknik eğitim alanında Batı’dan etkilenerek geliştirilmişti. Usûl-i cedîde, geleneksel eğitim yöntemlerinden farklı olarak, daha sistematik ve bilimsel bir yaklaşım benimsiyordu.

Ken’ân Rifâî, bölgede yeni okulların açılabilmesi için bütçe sağlanmasında aktif rol oynadı, eğitim vergilerinin düzenli toplanması ve vakıf gelirlerinin eğitim bütçesine aktarılması gibi konularda yoğun emek sarf etti. Vilâyetteki kütüphane ve okul sayısındaki artış, Kosova’da ilk sanayi okulu için teşebbüs, yine onun görev süresi içinde gerçekleşmiştir.

Ken’ân Rifâî’nin Kosova’da ilgilendiği konulardan bir diğeri de, -Manastır’da olduğu gibi- dış müdahaleler sebebiyle bölgede sayıları süratle artan yabancı okullara dair meselelerdir.

Bölgedeki zorluklara rağmen, Ken’ân Rifâî’nin yönetimi altında Kosova’daki eğitim sistemi, modernleşme sürecinin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde gelişti.

Onun tüm bu çalışmaları Eğitim Bakanlığı’nın dikkatini çekti ve hizmetlerinden ötürü rütbeyle terfi aldı. Kosova Vilayeti Eğitim Müdürü olarak yürüttüğü faaliyetler, o dönem için örnek teşkil etti ve sonraki eğitim politikalarına da yön verdi.

Hatıralar:

Ken’ân Rifâî’nin okulları teftiş amacı ile çıktığı bir yolculukta, Şar Dağlarını geçmesi gerekir. Bu dağların bölgede sorun çıkaran eşkıya çetelerinin yatağı olduğu söylenerek idareciler tarafından kendisi engellenmeye çalışılır. Ancak kararlı olduğu anlaşılınca, yanına iki jandarma verilir. Ken’ân Rifâî yola çıktıktan kısa bir süre sonra jandarmaları evlerine yollayarak dağın zirvesine doğru ilerler. Burada bölge valisini en çok uğraştıran eşkıya çetesinin lideri Rüstem Karabaş ile karşılaşır. Arnavutça selâm vererek kendisiyle bir süre sohbet ettikten sonra, yoluna devam eder. Bu teftişinin ardından Kosova’daki çalışmaları Maârif Nezâreti’nin dikkatini çeken Rifâî, bölgedeki hizmetlerinden ötürü rütbeyle terfi ve taltif edilir.

Resmi vazifesinin haricinde, yüksek titizlik gerektiren temsiliyet vazifeleri de verilen Ken’ân Rifâî, İngiltere kraliçesi Victoria’nın kısa süreliğine Üsküp’te ikamet eden damadına mihmandarlık etmek üzere görevlendirilir. Bu görevinde Prens ile yakından ilgilenmiş, İngilizce ve Fransızca gibi Avrupa dilleriyle konuşarak, Prens’in Osmanlı Devleti’nin yüksek düzey bürokrat tipini yakından tanımasına vesile olur.

Ken’ân Rifâî, 1895 yılı içerisinde geçirdiği kalp rahatsızlığı sebebiyle Maârif Nezâreti’nden izin ister ve bir süreliğine İstanbul’a gelir. Söz konusu rahatsızlığın Kosova’daki gerilimli çalışma ortamından kaynaklanması muhtemeldir.

Açık: Perşembe 09.00 – 14.00

Bebek Mah, Nef Bebeköy Sitesi, Bebeköy Sokak, 1J
Beşiktaş, İstanbul 34342

nefkrcenter@nefvakfi.org